İletişim Nedir ve Geri Bildirimin Önemi Var mıdır?
Birlikte yaşayan insanlar için iletişim ve geri bildirim oldukça önemlidir. İletişimi, iki birey arasından tutunda dünya topluluğuna kadar genişletebiliriz. Gerek evde, gerek işyerinde gerekse iki arkadaş veya eşler arasında iletişimsizlikten kaynaklanan sorunlar olabiliyor. Elbette oluşan sorunu, tek tarafa mâl edemeyiz. Zira iletişim en az iki birey arasında olur. Doğru anlatmak ve doğru anlamak iki taraf için de önemlidir. Bundan dolayı sorumluluk ve oluşan sorunun çözümü iki tarafa da düşer.
Bazen, geçmişte yaşadığımız ve unutmamız gereken iyi veya kötü hadiseler vardır. Ancak bundan etkilenen kişi bunu unutamaz. Kişi kötü hadiseyi ya unutmak istediği halede unutamaz, ya da unutmamanın doğru olduğu düşüncesiyle unutamaz. Yaşanan kötü hadiseler zamanla insanda ön yargıya neden olur. Kötü hadiseyi yaşayan kişide bu travmaya dönüştüyse, iki birey arasından artık doğru iletişim kurulamaz.
Yaşadığımız Hadiselerden Ders Alırız Ancak Yük Olarak Taşımayız
Bilerek veya bilmeyerek, insanız ve zaman içinde bir birlerimiz incitebiliriz. Gerek gençliğin verdiği toyluk ve gerekse mazide yaşanan kötü anılar her insanda vardır. Bu durum insanı yanlışa yönlendirir ve kişinin agresif davranışta bulunmasına neden olur.
Bunun yanında bazı insanlar farkında olmadan, sırtında küfe taşımayı sever. Yaşadığı ve hatırlayabildiği bütün kötü hadiseleri, deneyimleri yumak yapıp, sırtındaki küfeye atar. Bununla da yetinmeyen kişi, kötü anılarının listesini yapar. Zaman zaman küfesini karıştırarak eksik veya unuttuğu kötü hatıra varsa, tazeleyerek kaybolmasını önlemeye çalışır. Oysa kişiler olayın başı ve sonunu unutmuş, neden ve nasıl yapıldığını dahi unutmuştur. Ancak bir zamanlar kötü bir hadiseyi taraflar yaşamış ve geçip gitmiştir.
Mazideki kötü anılarını bırakmak istemeyen kimseler, çakma bilim adamlarının yaptığı gibi davranır. Bilim adamı kazıda bulduğu bir dişin, hangi canlıya ait olduğun bilmediği zaman, buluntunun boşa gitmesini istemez. Gerek hayal gücünü, gerekse teknolojinin verdiği imkânlar nispetinde, bulduğu dişe uymasını düşündüğü yeni bir vücut oluşturur.
Kendinin dahi inanmadığı yapıtına bakarak, eseriyle övünür. Gerçekte bir diş vardır ve bu dişe uygun bedeni kendi yapmıştır. Çakma da olsa eseriyle gurur duyar. Sırtında küfe taşıyan, dertleri unutmak yerine; sürekli gündemde tutmak isteyen kimsenin hali de bu bilim adamına benzer. Dert biriktirmeyi seven kimse zaman zaman kafa dengi birini bulduğunda, dertlerini orta yere sererek kıyas yaparlar. Benim derdim senin derdinden daha fazladır. Bazı kişiler, dertlerinin çok olmasıyla övünür. Çevresinde bulunan kimselerle muhatap olduğunda, gösterecek çeşit çeşit dertleri vardır.
Yaşanmış Sorunlar Artık Bitmiştir, Yeni Nesle Aktarmayınız
Dert biriktirmeyi sevenleri ortak özelliği, bunları canlı tutmak istemesidir. Bu nedenle de yaşadığı kötü hadiseleri çevresiyle, yakınlarıyla paylaşır. Oysa gerek yaşı gereği, gerekte ona hiçbir katkısı olmayacak kötü bir yükü başkalarına da yüklemenin bir faydası yoktur. Zira kendinin yaşadığı sarmala, ilgisi olmayan birini de katmak, ona yapılacak bir kötülük değil midir? Sırtımızda yük gibi taşıdığımız, bu hadiseleri atıp, rahatlamak yerine, onları başkalarına da yük yapmak, insafsızlıktır. Kötü hadiseleri sürekli düşünerek zaman geçirir ve her yaşanan yeni sorunda, eski anılarla bağlantı kurmak, kişiyi travmaya sokar. O dertler artık, kişinin ayrılmaz bir parçasıdır. Yük olmaktan ziyade hayatın lezzetini çeken bir vakum yerine geçer.
Kötü anılar zamanında yaşamış olabiliriz. Onları düşünerek büyütmek yerine, güzel anılar düşünerek, etkilerini azaltabiliriz. Elbette zihnimize söz geçiremeyiz. Yaşadığımız veya yaşanması muhtemel kötü hatıraları istemsiz olarak düşünebiliriz. Ancak o beliren hadiseleri düşünerek, sarmala çevirmek yerine, güzel anıları düşünerek, onların izalesini sağlayabiliriz. Dertleri, sorunları yarıştırmanın kimseye faydası olmaz. Ama o kişiye ve çevresine oldukça zararı olur.
İletişim Nedir? Geri Bildirim Neden Önemlidir?
İletişimi sadece söylemek ve anlamak olarak tanımlayamayız. Elbette öncelikli ve önemli noktası söylenenin söylendiği gibi anlaşılmasının sağlanmasıdır. Ancak iletişimi daha geniş anlamda tanımlamamız yerinde olur. Öncelikle duyguların, buna bağlı olarak oluşan düşünlerinde doğru aktarılması önemlidir. Söylemek istediğimiz bilginin ve isteğin açık olarak karşı tarafın anlaması sağlanmalıdır. Bunu sağlarken öncelikle sözlü iletişim en çok kullanılan iletişim şeklidir. Bunu mimikler veya jestlerimizle tamamlayabiliriz. En nihayetinde, anlaşılması ve anlatılması zor bir konu ise iletişim yazılı olarak da yapabiliriz.
İletişim kadar geri bildirimin sağlanması da önemlidir. Bu sayede söylemek istediğimizin doğru anlaşıldığından emin olabiliriz. Bunu sağlarken birkaç yöntem kullanabiliriz;
- Geri bildirim almak; karşı taraf söylediklerimize tepki vererek, konuyu anladığını belli eder.
- Konuyu bize özetleyerek anladığını ifade edebilir; dilek, istek veya talebi doğru anladığını ifade etmek için, konuyu kısaca özetleyerek, ne anladığını tekrar edebilir.
- Soru sorarak detaya inebilir; muallakta kalan inceliklerin olacağını düşünerek, farklı anlama gelebilecek sözlerin biraz daha izahatı için sorular sorabilir.
- Vücut Dili ve mimiklerle geri bildirim yapılabilir; Elbette konunun önem derecesine göre beden dili bazen yeterli gelmeyebilir. Sözlerle de desteklenmesi gerekebilir. Yanlış anlaşılmaların önüne geçilmelidir.
- Sonuç durumuna göre tepki almak; söylenmek istenen konunun durumuna göre tepki alınması da geri bildirimin doğrulunu teyit eder. Eğer iletişimde bir iş veya görevin verilmesi ise, iş verilen kimsenin göstereceği tepki, konunun anlaşılıp anlaşılmadığın teyit edebilir.
İletişimin sağlıklı işlemesi için her iki tarafında konuyu doğru anlaması önemlidir. İki tarafta iletişimde sorun olduğunda bir birlerine soru sorarak, konun doğru anlaşılmasını sağlamalıdır. Zira bu sağlanamadıktan sonra iletişim kurmanın bir anlamı yoktur. İletişim ve geri bildirimi doğru sağlayamadığımızda ne olur. Olmayan veya muhtemelen hiç bir zaman olmayacak bir sorunu sırtlamış oluruz. Sorun olmayan meseleleri sorun yaparak, sırtımızdaki küfeye bir yumak daha atarız. Elbette sorun olmayan ama sorun gibi görünen meseleyi, çözmek için epey kişinin meşgul olması gerekir.