Öngörü Analizi Nedir? Kimler Bunu Yapmalıdır
Bir ülkede öngörü analizi yapılmadan isabetli kanunlar yapılamaz. Zira laf olsun diye veya günü kurtarmak için çıkartılan kanunlar, amacına ulaşamaz. Zayi olduğu gibi halkıda ziyana uğratır. Ülkeyi yönetmesi için seçtiğimiz kişiler, ülkeye zarar vererek tarih sahnesinden çekildiler. Kimileri hayırla anılırken kimileri de öfkeyle yerildiler.
Basit bir işletmeyi yönetmek için dahi epey çaba harcamak gerekiyor. Senaryo üretiliyor, olumlu ve olumsuz durumlar karşısında ne gibi tedbirlerin alması gerektiğini düşünüyorlar. Eğer düşünülmezse elbette sonu hüsranla sonuçlanır.
Öngörü Analizi Nasıl Yapılmalıdır, Olumlu Etkileri Nelerdir
Öngörü analizini her türlü işlemde kullanmak mümkündür. Velev ki yapılan işlemin ileride farklı sonuçlar oluşturacağı bir işlem olsun. Analiz yöntemini çoğunlukla kurumsallaşan işletmeler kullanır. Orta büyüklükteki veya büyümeye kararlı müteşebbisleri de öngörü analiz yönteminin kıymetini bilir ve ihmal etmez. İşletmelerin bu yöntemi kullanmasının amacı ürün karşısında müşterilerin davranışları nasıl olacaktır. Aşırı talep veya talep olmaması durumunda bu işlemi hangi yöne evirebiliriz.
Öngörü analizinin yapılmasının asıl amacı ileride oluşacak olası senaryoları tahmin etmek buna göre strateji oluşturmaktır. Zira onca emek ve sermaye harcandıktan sonra, sonu hüsranla biten bir yatırımın olmamasını sağlamaktır.
Siyasi Yöneticiler de Öngörü Analizini Kullanmalı mıdır?
Konumuz ülkeyi yönetenlerin neden öngörü analizini kullanmadığını kurcalamaktır. Zira ülkede zaman zaman yaşanan hadiseler vatandaşı oldukça mağdur etmektedir. Ne yazık ki çözüme yönelik de bir çalışma yapılamamaktadır. Zira başlangıçta dayanak olacak kayalara, kazma kürekle girişilmiştir. Kaya parçalandığında kurtarıcının o olduğu anlaşılabilmiştir. Elbette iş işten geçmiştir. Yıkılan yıkılmış, yakılan da artık yakılmıştır. Artık oturup hep beraber ağıt yakmak kalmıştır.
Oysa bütün imkânları elinde bulunduran siyasi yönetimler veya bunları yönlendiren bürokratlar başlangıçta öngörü analizi yapabilseydi vatandaş ağıt yakmak yerine, zılgıt çekecekti.
Daha dün kadar yeni; çıkan kanunun enkazı hâlâ temizlenemedi. Bilinçsizce çıkarılan Enflasyon Düzeltmesi kanunun nelere mal oldu, hiç düşünen oldu mu?
Bir sürü eksiğiyle yürürlüğe sokulan kanun, onca tepki ve uyarıya rağmen bakanlık inatla uyguladı. Binlerce muhasebe programı yapan yazılımcılar günlerce mesai saati harcadı. Yüzlerce eğitmen konuyu anlatmak için seminerler düzenleyerek, binlerce kişiye saatlerce eğitim verdi. Konusunda uzman kişiler makaleler yazarak, muhasebecilere yardımcı olmaya çalıştı. Kanun maddesini işin uzmanları televizyonlarda, sosyal medyada yorumladı, anlattı. Binlerce kişi kanunu protesto etmek için Ankara’ya yürüdü.
Onca gürültü, zaman ve para israfıyla bakanlık kanunu uygulanmaya karar verdi. Netice itibarıyla birçok muhasebe çalışanı gecesini, gündüzüne katarak günlerce çalıştı. Ne bayram dinledi, ne hafta tatili.
Sonra ne oldu. Hükümet yetkilisi meydana dahi çıkma gereği görmeden, “Vazgeçtik!, verdiğiniz beyannameleri düzeltin!” dedi. Onca insanın, onca zamanı ve parası buhar oldu. Gözü yaşlı; emek verenler sadece “Tamam” dedi. Acaba yetkililer öngörü analizi yapmaya tenezzül etseydi böyle bir durum olur muydu?
İnternet Satışları Coşturuyor, Sonra Koşturuyor
Öngörü analizi her ne kadar müteşebbisler için nasıl vaz geçilmez ise de hükümet yetkililerinin de vaz geçilmezi olması gerekir. Düzen bozulup, mağduriyetler oluştuktan sonra gayretlerin pek de ehemmiyeti olmuyor.
İnternetten satış furyası tüm hızıyla ilerlerken, denetimsiz şekilde başlanılan işlemler kurban vermeye başladı. Yaşını doldurmayan gençler babası, ninesi adına vergi mükellefi oldu. Ya da ortam o kadar başıboştu ki vergi mükellefi olmaya bile gerek görmeyenler oldu. Bütün bunlar internetten cayır cayır satış yapmaya başladı. Para tatlı geldi, soran eden de yoktu, gitsin mallar, gelsin paralar mantığıyla kızıl kıyamet bir ticaret yıllarca sürüp gitti.
Uzun süre maliye bakanlığı “Kardeş ne yaptığını biliyor musun?” diye sormadı. Oysa öngörü analizi yapılsaydı; furyanın başlangıç düğmesine basıldığında tedbirinde alınmış olması gerekirdi? Zira ne kırılan kalem tekrar birleşir, ne de yakılan kâğıt eski haline geri gelir.
Bilinçsizce internet ticaretinde mükellef fatura almadan, faturasız satış yaptı ve satışlarına fatura düzenlemedi. Oysa dijital ortamda hareket eden paranın izi maliyenin kayıtlarında birikiyordu. Maliye uzun süre bekledi. Bilinçsiz mükellef ancak maliyenin gönderdiği “İZAHATA DAVET” yazısı ile kendine geldi. Elbette artık boyunu kat kat aşan vergi ve katlamalı cezalarla feleği şaştı. Bir de kendi değil de yakını adına iş yaptıysa çifte üzüntü ve kederle yıkılıp kaldı. Kazandığı paradan çok daha fazla vergi ve ceza ile karşı karşıya kalmak, birçok genci ve ona yardımcı olanı yıktı geçti. Daha on sekizinde ömrü boyunca maaşına haciz gelip, hiçbir şekilde kredi ve kredi kartı kullanamayacak yeni bir nesil oluştu.
Kredi Kartı Mağdurları? Gerçekten Mağdur mu?
Ülkemizde birçok mağdur vakaları oldu ama şimdiye kadar hiçbir tedbir alınmadı desek yeridir. Zira sürekli mağduriyetlerin olması, tedbir alınmadığının delilidir. Kredi kartları yaygınlaşmaya başladığında da vatandaş bilinçsizdi. Sen istemesen de bankalar sana zorla kredi kartı verdi. Can canlı sözlerle adeta zorlanarak bankalar vatandaşa kredi çektirdi. Bütün bu argümanları allayıp pullayıp vatandaşa yamadılar. Sonuçta kullanmayı bilmediğimiz için büyük mağduriyetler yaşadık.
Yuvalar yıkıldı, canlara kıyıldı, borç altında inleyen insanlar hiç bitmedi. Bunlar içinde tedbir alınmadı. Sözde alınan tedbirler mağduriyetleri azaltmak yerine hızlandırdı. Sonuç olarak on beş sene önce kredi kartı mağdurunun telefonları o günden bu güne kesintisiz her gün aranıyor ve borcu isteniyor. Oysa borçlu her şeyini kaybetmiş ve birilerinin yanına sığınacak hale gelmiştir.
Buna rağmen alacaklı bankalar her sene yeniledikleri icra takip dosyaları ile biten insanı iyice bitirmek istemektedir. Bir köşede borcun ağır yükü altında ezilen, inleyen vatandaşı ne arayan ne de halini soran vardır. Oysa vatan tehlikede olduğunda en önde gidecek bu mağdur insanlar olacaktır.
Sonuç ve Değerlendirme
Siyasi partilerin, hükümet yöneticilerinin ve belediye hizmeti veren birimlerin ÖNGÖRÜ ANALİZİ yapmaları önemlidir. Elbette bunu kendi menfaatlerini ön plana çıkarmak için değil. Özellikle HALKIN MAĞDUR OLMAMASI için yapılmalıdır. Temennimiz mağduriyetler yaşanmadan tedbir alınarak, uygulamaların genişletilmesidir. Serbest piyasa ekonomisi, belirsizlik değildir. Tedbir alındıktan sonra olaylara maruz kalmaktır.